31 Aralık 2007 Pazartesi

Çam ağacı

Her gördüğünüz sakallı dedeniz olmadığı gibi, çam dediğiniz her ağaç da çam değildir.
Ağaç ve orman deyince ülkemizde önde gelen bilim adamlarından biri olan Prof. Dr. Faik Yaltırık, halkımızın konusundaki cahilliğinden yakınıyor. Prof. Yaltırık bu konudaki üzüntüsünü şöyle dile getiriyor: Üzülerek belirtmek isterim ki, halkımızın büyük gördüğü her türlü iğne yapraklı ağaca çam deyip geçer. Detaylarla uğraşma zahmetine katlanmayız, fark olup olmadığını merak etmeyiz. Lütfen çam saplantısından kurtulun.
Her gördüğünüz iğne yapraklı ağaca çam demekten vazgeçin nedir? Prof. Yaltırık, bizim çam dediğimiz ağaçların hepsinin çam olmadığını, iğne yapraklı ağaçlar olan ladin, sedir, göknar ve porsukların da halk tarafından çam diye anıldığını söylüyor.
Bahçenize fidan alırken dikkatli olun. Aldığınız fidanın mı, porsuk mu, ladin mi, göknar mı, sedir mi olduğunu bilin. Fidancının size sedir ya da göknar diye çam (ya da tersi) satmasına izin vermeyin. Kozalakları olgunlaşınca açılır, tohumlar dökülür ve oluşur. Sedir, göknar ve ladinde kozalaklar açılmaz ve opafiz denen çıkıntılar oluşmaz. İğne yapraklar, kısa sürgünlerin üzerinde ikişer ya da beşer beşer oluşur. Çama benzeyen göknarın çamla ilgisi yoktur. İğne yaprakları perde gibi yassıdır, iki parmağınız arasında döndüremezsiniz. Uzun sürgünlere yaprakları teker teker sarmal olarak dizilir. Kozalakları ağaç tepesinde yukarıya doğru dik olarak durur.Yılbaşı çamı diye satılan ağaçlar göknardır. En güzel göknar çeşitlerinden biri Uludağ göknarıdır. Yeryüzünde sadece Uludağ'da yetişen bu göknar çeşidi, mavimsi rengi ile en kıymetli park-bahçe ağaçlarından biridir. LadinKopardığınız yaprak, sürgün üzerinde köprü gibi bir bırakmışsa ve iki parmağınız arasında kolayca döndürebiliyorsanız (yani iğne yaprakları dört köşeliyse) o ağaç ladindir.Ladinin kozalakları başlangıçta gökyüzüne doğru dik dururlar. Olgunlaşınca tohumlarını dökmek için aşağı doğru sarkaç gibi sallanırlar. Ladinin pek çok çeşitleri vardır. Mavi ladin en kıymetli park-bahçe ağaçlarından biridir. SedirSedirlerde kısa sürgünler üzerinde 15-30 adet iğne yaprak püskül gibi bir arada bulunur. Fıçı biçimindeki kozalakları 256 ayda olgunlaştıktan sonra tümüyle dağılır. Işık ağacı olan sedirin çam ile hiçbir benzerliği yoktur. Sedir çamı demek yanlıştır. kurağa dayanıklıdır, gölgeyi sevmez, ışık ağacıdır. Oysa göknar ve ladinler bağıl nemi yüksek, yağışlı yerlerde gelişir, kuraktan kaçarlar, gölgeye dayanıklıdırlar. Sedir ise gençliğinde yarı gölgeye dayanırsa da aslında bir ışık ağacıdır.sedir, göknar, ladin.. Bunların hepsi görkemli, gösterişli, büyük ağaçlardır. Özellikle parklarda, yeşil ortamlarda çok güzel görüntü verirler. Bahçenize bunlardan bir veya birkaç tane iğne yapraklı ağaç dikin. Fakat çok yakınlarına başka şeyler dikip bunları boğmayın, yeşil çimler arasında güzelliğini göstermeleri için etraflarında uygun bir boşluk bırakın.Zamanlardan eski zamanlarda, büyük bir ormanda bir çam ağacı varmış. Hani şu yaprakları diken diken olan ama güzel kokan çamdan. Yalnız bu çam ağacı halinden hiç memnun değilmiş. “Öteki ağaçların ne güzel kocaman kocaman yaprakları var. Benimkiler ise diken diken, kuşlar bile konmaya korkar,” diyormuş. Öteki ağaçlardan bir ayrıcalığım olsa ormandaki ağaçlar ve hayvanlar beni fark etseler ne iyi olur.”Masal bu ya Orman Perisi ağacın isteğini duymuş. Gelmiş sormuş, “Söyle bakalım nasıl yapraklar istersin?” demiş.Çam ağacı da, “Ah! Şöyle pırıl pırıl parlasın, cam gibi parlak olsun. Uzaklardan görülsün.” Demiş.Peri değneğini oynatmış ve bizim çam baştan aşağı kristal yapraklarla donanmış. Işıl ışıl olmuş bir anda. Çevredekiler hayran kalmışlar. Ağacın keyfine diyecek yokmuş, ama uzun sürmemiş bu keyif. Bir gece fırtına çıkmış.Rüzgarın şiddeti ile birbirine çarpan yaprakların hepsi kırılmış. Tabii o yılı öyle yapraksız geçirmiş ağaç.Ertesi yıl peri yine gelmiş. Olanları görünce bu kez gümüşten yapraklar vermiş ağaca. Ağaç gene pırıl pırıl olmuş herkes ona imreniyormuş. Ama gümüşten yaprağı olduğunu duyan gelmiş bir yaprak almış. Kısa zamanda ağaç gene çıplak kalmış. Üçüncü gelişinde ağaç, Periye, “Ne olur yapraklarım gerçek yaprağa benzesin ama güzel koksun.” Demiş. Peri de bir koku vermiş çama, ormanın taa öteki ucundan duyulmuş. Keçiler, kuşlar hepsi almış kokuyu. Gelip yemişler bu güzel kokulu yaprakları. Gene yapraksız geçirmiş koca kışı bizim çam ağacı.Ağaç sonunda gösterişten vazgeçmiş. Periye son kez yalvarmış. Eski yapraklarını istemiş. “Diken diken olsunlar ama üstümde dursunlar,” demiş. Peri de sihirli değneğini sallamış ve eski yapraklarını vermiş. Ama çamın son dileğini tam olarak vermiş. “Çamın yaprakları hep üstünde kalacak.” Demiş. O gün bugün de çamlar yapraklarını dökmeden kışı geçirirler.

Hiç yorum yok: